Erkek giyimi bitirdiğimiz 20.yüzyılın başlarında henüz rahatlık
kavramı ile tanışmamıştı. Giyim kuralları oldukça katı idi. Bir erkeğin
giyiminde bu gün son derece önemli bir öğe olan gömlekler dahi “iç giyim” öğesi
olarak kabul ediliyor ve sadece kolalı yakalarının ve kol manşetlerinin dışarıdan
görülebilmesine izin veriliyordu. O dönemin erkekleri rahat zamanlarında tek
bir giyim tarzını kullanabiliyor ve takım elbise ceketlerini “beyaz Flannel” pantolonlarla
ve beyaz ayakkabılar ile birlikte giyiyorlardı. Bu giyim şekli öylesine
belirleyici olmuştur ki, 1900 – 1910 yılları arasını içeren ve EDWARD dönemi
olarak adlandırılan erkek giyiminin genel görüntüsü halini almıştır. Bu durum
1923 yılına kadar sürmüştür ve Ivy League Üniversitelerinin zengin öğrencilerinin
spor müsabakalarında kullanılacak ayrı tasarımlı bir ceketi kabul etmesi ile
spor ceketler tarih sahnesinde ki yerlerini almaya başlamışlardır.
Birinci Dünya Savaşı bitmiş ve cephelerde yokluk ve
sıkıntı içinde yasayan erkekler büyük bir coşku ve iştah ile ülkelerine dönmüşlerdi.
Bu dönem belki de erkeklerin “yeni ve farklı olanı” arzulamaya bu denli hazır oldukları
tek dönemdir. Dönemin özelliklerinden biri günlük sosyal faaliyetlerin ve eğlencenin
neredeyse tamamının “açık hava ve spor” etkinlikleri üzerine kurulmuş olmasıdır.
Bu anlayış erkek giyiminde aktif ve seyirci türünde ki her türlü spor ve rahat
giysinin önünü açmış ve rahatlık kavramı da bu dönemden sonra sürekli evrim geçirerek
erkek giyiminde kendine “kalıcı” bir yer bulmuştur.
Geniş omuzları, dolgun göğüs kısmi ve hafifçe biçimlendirilmiş
beli ile kalçaya yakın oturuşlu “İngiliz duruşu” bu dönemin temel spor ceket
siluetini oluşturur. Bir diğer spor ceket siluetini de pens dikişleri olmayan, kumaş
ve astar arasında kalan içyapısı daha az destekli, yani kırılabilir ön cephesi,
yumuşak kıvrımlı klapaları ve üç düğmesi ile bol ve rahat dökümlü duruşu sağlayan
Amerikan “Ivy League” görüntüsü verir.
Spor giyim için hazırlanan tüm ceketlerin ortak noktası tasarımlarını
19. yüzyıla ait bir model olan “Norfolk” ceketinden almalarıdır. Bu ceket
“Donegal” tüvit inden ya da Norfolk yapımı “Haris” takımından ödünç alınmıştır.
Bu ceketin temel işlevi taşrada av ceketi olarak kullanılmak üzere oluşturulmuş
ve tüm detayları bu işlevi en rahat yerine getirecek şekilde tasarlanmıştır. Bu
ceketlerin kentlileşme sürecinin sonunda beyaz Flannel pantolon ve hasır şapkalar
ile giyilenleri, en snop yazlık beldelerde bile kabul görmüştür. Sonuç
olarak spor ceketlerin erkek giyiminde ki kabulü 1923 yılında gerçekleşmiş,
20’li yılların geri kalan kısmında her türlü taşra detaylarından arındırılarak
ve gabardin ile Flannel gibi zıtlık sağlayan kumaşlarla kullanılarak “kentli
erkek giyiminin” ayrılmaz bir parçası haline gelmişlerdir.
Spor
ceketlerin “tek ceket” olarak adlandırılmasının nedeni sadece ceket ile birebir
eşleşen pantolonlarla takım yapılmamasından dolayı değildir. Bu giyim öğelerinin
kendilerine has ve özgün detaylarının oluşu spor ceketlerin aynı zamanda “tek
ceket” olarak da adlandırılmasına neden olmuştur.
Spor
ceketlerin taşra detaylarından arındırıldığı yıllarda 1926 yılında bir tasarım
ön plana çıkmış ve hatta ünlü Hollywood yıldızı Clark Gable tarafından beyaz
perdede kullanıldığında tüm dünyada zirveye oturmuştur.
Bu dikişin
alt ve üst kenarlarında sağ ve sol tarafa yerleştirilen dörder adet pili “fantezi
sırtlı” spor ceketlerin ilk tasarımıdır. Sırt modellemelerinde büzgü, körük gibi farklı uygulamalar geliştirilmiştir. Bu tasarım daha sonralarda cep tasarımlarında ki farklılıklar ile birlikte spor ceketlerin gelişiminde ki mihenk taşı olmuştur.
30’lu yıllar da
spor ceket kavramına, yine önemli bir tasarım farklı bir boyut getirmiştir. Öncelikle
binici ceketler parkurlardan kente girmiş ve ceket boylarının uzamasına, kapaklı
ceplerin kullanılmasına ve de en önemlisi yırtmacın ceket tasarımında yer almasına
neden olmuştur.
30’lu yılların sonlarında dünya yeni bir savaşın eşiğine
gelmiş ve her konuda olduğu gibi erkek giyiminde ki gelişmelerde kesintiye
uğramıştır. Bu dönemde gelişen savaş teknolojisi 60’lı yıllarda “jet çağını”
başlatacaktır. 40’lı yılların savaş sonrası döneme rastlayan ikinci yarısında
erkek giyimine yine coşku hâkim olacaktır. Bu dönem de ABD’nin Ivy League
Üniversitelerinin yerleşkeleri spor giyimin ve özellikle de spor ceketlerin
gelişimine büyük katkı sağlayacak birçok yeni tarzın çıkış noktasını
oluşturacaktır. Bu dönem de erkek giyim bilinci takım elbise ve rahat giyimi
birbirinden tamamen ayıracak ve spor ceketlerde büyük baskın desenlerin
kullanımı başlayacaktır. Bu büyük desenli ekose ceketlerin mirasını bir adım
sonra da çizgi desenli shetland ceketler ve özgün Hint ekoseleri olan “Madras”
ekoseleri devir alacaklardır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder